24 Eylül 2014 Çarşamba

biraz benden# canı sıkkın ve ekonomist hissediyor

bugün iki ayrı olaydan dolayı canım sıkıldı. malum okullar açıldı yeni eğitim öğretim yıl falan filan. ama gel gelelim her okulun derdidir şu ders programları ama şunu bilin ki asıl öğretmenlerin derdidir. o ders programı istediğiniz gibi bir türlü olmaz. veya bana olan gibi önce mükemmel bir program verilir elinize bir hafta havaya uçarsınız sonra tam tersi berbat bir programla tüm havanız alınır müdür tarafından.
dün sinir olmuştum yeni programıma. bugün itiraz ettim müdüre hem benim açımdan hem de öğrenciler açısından olmayan o programa. ama müdür tarafından verilen cevap tam ... anladınız siz orayı. resmen göz dağı verir gibi "o zaman boş gününüzü alalım hocam" diyor ya. hayır programı kendi de yapmamış bir eline alıp da bakmamış sonra da yok şu kadar öğretmensiniz hepinizin isteğini nasıl yapayım da yok o yok bu. sinir etti beni.
 ha düzeldi sonradan program çünkü gerçekten olacak gibi değildi. ama düzelten yine o olmadı. bir de düzelten öğretmen arkadaşın yanındayken "tüm öğretmenlerden 20 lira haraç toplayacağım" diyor. ya yok yani bu kadarı da olmaz. ben mi bozuk yap dedim sana programı. pardon YAPTIR olmalıydı.
bazen düşünüyorum ben mi fesadım diye. hani adam belki tüm söylediklerini espri olsun diye söylemiştir. ama yok arkadaş. espri samimi olduğuna yapılır. hiç muhabbetim yok kendisiyle merhaba merhaba sadece bu sözlerin espri olması veya saf niyetlerle söylenmiş olması hayır olamaz.
neyse ilk gıcık oluşum buydu bugün. gelelim diğerine. veya gelmeyelim çünkü biliyorum birçoğumuz zengin değiliz. ve hepimiz durmadan parasal sorun yaşıyoruz. işte hesap kitap içine girdim de çıkamadım. çıkmak için şu an yapmak istediklerimden feragat etmem gerekiyor. sanırım feragat edeceğim yine isteğimden. ama en azından şunu söyleyeyim sadece bu yıl yapmak istediğim şeylerden birinden vazgeçiyorum. inşallah diğer planlarımı gerçekleştirebilirim. inşallah şu hesap işlerim de bir rayına oturur. 
dokuz ayın çarşambası bir araya gelince işler düşündüğünüz gibi ilerlemiyor bazen. 
hepiniz için güzel şeyler olsun.benim şu an altı günlük tatilim var ders programı nedeniyle. bakalım inşallah bu altı gün istediğim gibi geçer işler rayına oturur.
size kendi çekimim olan Uludağ manzarası ile veda edeyim
hayal et, dünyada güzel şeyler de var


22 Eylül 2014 Pazartesi

T-ara - Last Calendar -sonbahar şarkısı budur!



T-aranın yeni şarkılarından biri ve ben yeni dinledim daha :O

nasıl gözümden kaçmış anlamadım. Sugar Free'yi ilk başta beğenmemiştim çok gürültülü gelmişti şu an dinliyorum tabi ama hala gürültülü :))

bu şarkı ise çok güze ağır, duygulu, sesler çok yumuşak hemen indirdim ilk dinlememde
ah şunu söylemeyi unuttum tabi T-ara bu yeni albümünde aşırı bir hristiyanlık propagandası yapıyor. bunu çevirenlerinde bu resmi fon olarak kullanmalarını beğenmedim. kliplerde alıştık artık haç görmeye de böyle albüm resimleri filan aştılar artık. şu da bir gerçek tabi en iyi misyonerlerin yetiştiği bir yer de Güney Kore. bu kadarcık da mesleğimi konuşturup yazımı bitireyim :))

marriage without dating

yaz tatilinde izlediğim dizilerden birisiydi. yazıp yazmamak arasında kaldım ama bugün bir şarkısını dinleyince yazasım geldi tekrardan.
dizi çok eğlenceliydi aslında. romantik komedi tabi. ama sonlarına doğru biraz sıkıldım o yüzden yazmakta tereddüt ettim.
konusu :Evlenmek için ailesi tarafından baskı gören Gong Ki-Tae , baskıdan kurtulmak için en yakın arkadaşının eski  kız arkadaşını ailesine sevgilisi olarak tanıştırır ve olaylar bir biri arkasına gelişmeye başlar. 
esas oğlumuz varlıklı bir aileden gelen 33 yaşındaki başarılı plastik cerrahıdır. 
esas kızda 
Önceki ilişkilerinde sayısızca başarısız olmasına karşın gerçek aşka inanan,29 yaşında küçük bir kasaba kızıdır. 
Lüks bir marka mağazasında çalışan olarak,o lüks ürünlerle çevrili olmasına rağmen kendisi hiç birine sahip değildir. 
evet yukarıda kısa bir özeti var dizinin. 
ama buna bakmayın oğlan gerçekte evlenmek istemediği için ve annesinin de baskısından kurtulmak için Jang mi'yi baya bir kullanıyor.
şu alttaki resimlerde annesine jang mi ile çok mutluyum onu gelinin olarak kabul etmezsen asla evlenem pozları veriyor. Jang mi de annesinin asla kabul etmeyeceğin bir gelin adayı tabi ki de. üstelik babası bir içki dükkanı sahibi ve Jang mi de sünger gibi içiyor deyim yerindeyse :) dünya güzeli olsa hangi kaynana böyle bir gelin ister ki :)



ama ben kızdaki özgüvene bittim şu haline bir bakın. bu vaziyette ama kirpik düzeltiyr yani :) oğlan ise anneye mutluyuz fotoları çekmekte.

kız daha sonra oğlana aşık olmaya başlıyor ama yani şu vaziyette yandaki kızla sen nasıl boy ölçüşeceksin öyle ağzına çık kalır ancak :D

kız oğlandan hoşlana dursun oğlan anayı ikna etme derdinde. tabi oğlanda daha sonra aşık olmaya başlıyor o kadar da öküz değil :D
neyse gelelim benim yazıyı yazmama neden olan şarkıya
 
eğlenmek için izlenebilecek bir dizi. niye sonlarını sevmedim pek hatırlamıyorum sanırım klişeleşmişti bende sıkılmıştım ama ortaya kadar hatta sona kadar gayet güzel gitti benim açımdan ;)

2 Eylül 2014 Salı

AUZEF- İstanbul üniversitesi ikinci diploma olayı

birkaç gündür ikinci diploma olayını araştırıyorum. kültürel miras ve turizm bölümü ilgimi çekti. kayıtları 10 eylülde başlıyormuş. gezmeyi seven biri olarak bölüm iyi gibi :) 
tanıtım videoları çekmişler. kendi bölümümle de alakalı olunca bu video ister istemez dikkatimi çekti. ama dini kısmı çok kısa geçmişler :) genel anlamda japonyayı güzel tanıtmış.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...