15 Temmuz 2013 Pazartesi

mim: ben kimim???


mim: ben kimim
evet ilk mimim ile karşınızdayım :) bu mimi bana paslayan paul muad-dibe teşekkürler.
bu mim birazda blog tanıtımı olacak iyi oldu düzgün bir tanıtım olur benim için de.
ben kimim
eeeen cevaplamak istemediğim soru sanırım bu :) daha önce blogda da yazdığım gibi burda rahatım çünkü kimse beni gerçekte tanımıyor ve benim kim olduğumu nasıl biri olduğumu bilmeden benim yazdıklarımla ilgileniyorlar sadece.
adımı yazmayacağım ama şunu diyebilirim Muu ad ve soyadın bir kısaltması. üç dört yıldır bazı şeylerde kullandığım bir kısaltma. o yüzden burada da kullanmak istedim.
yaş konusunda takıntılıyım ama biraz farklı. özellikle yaşı sorulduğunda söylemeyip kendini ya büyük göstermeye ya da küçük göstermeye çalışanlara sinir oluyorum. "akıl yaşta değil baştadır" biliyorum ama eğer yaşını söylediğinde insanların senin söylediğini önemsemeyeceğini düşünüyorsan bence söylediğinin de pek bir anlamı yoktur güven kendine biraz demi.seni söylediğin ilgilendirir karşındakinin anladığı değil.(bu biraz iç döküş gibi oldu geçenlerde böyle bir olay yaşadım da :) kısacası 90 doğumluyum. polemiğe gerek yok kimilerine göre 22 kimilerine göre de 23 yaşındayım.  başak burcunun birçok özelliğini taşımaktayım bu arada onu da belirteyim.
blogda yazılarda azıcık azıcık bahsediyorum aslında ben çiçeği burnunda bir öğretmenim (bu lafı çok kullanmak istiyordum sonunda kullandım:) ) emekli olana kadar bu işi yapar mıyım hiç bilmiyorum. çünkü dünyayı gezmek istiyorum :))) böyle yazdım ya belki de bir öğretmen olarak emekli olacağım.
bir yandan da yüksek lisans yapmak  istiyorum. ama bir türlü şu diye kara veremiyorum bölüme. biraz fazla maymun iştahlıyım bu konuda.
hayat neler getirirse hepsine açığım diyelim kısaca. 
bloğumun adı nereden geliyor
ilk açarken afilli bir isim olsun diye baya düşündüm ama pek de bulabildiğim söylenemez.  bu blogda herşeyden olacağı, o herşeyin bensiz bir anlamı olmayacağı ve dünyaya aşırı bir merakın sonucunda çıktı bu isim :)
bloğ açmaya nasıl karar verdim
blog takip etmeye iki yıl önce başlamıştım. ilk takip ettiğim de kore notları blogu olmuştu. tabi o zaman adı ve takip ettiğim blog bu değildi ama. daha sonra yazarı hem adını hem de sayfayı değiştirdi ama ben takipe devam tabi :) blogum olmadığından facedeki sayfasına girip durmadan yeni yazı var mı diye kontrol ediyordum ki bu da tabi zor oluyordu. ardından başka bloglar da bulmaya başladım. e  hazır okulda bitmiş tez de bitmek üzere ben niye artık açmıyorum dedim. hazır kendi kendime yazıyorum biraz da sanal alemlerde yazayım dedim ve işte nerdeyse bir yıldır sessiz sakin yazıyorum buralara birşeyler.
neden yaşam bloğu
sadece bir alana yönelmek beni kısıtlayacağı için.çünkü bir alana yönelsem hemen başka bir alan da ilgimi çekiyor. uzun süre aynı şeyde kalamıyorum.böyle iyi herşeyden biraz :)
kişiliğim
him bu da ben kimim sorusu gibi zor bir soru. başak burcunun birçok özelliğini taşıyorum demiştim zaten. o yüzden aşırı duygusal olabiliyorum bazen bazen de tam tersi duyarsızın bayrak taşıyanı :D
 çabuk sıkılırım. her ne kadar sabırlı olsam da sabır da bir yere kadar oluyor bazen ilgimi çekmeyince sabır filan yok yani.
takıntılıyım bazı konularda ne kadar sevmesem de bu yönümü.
gülmeyi severim o yüzden de blogumda da hiç acıklı bir dizi film tanıtımı göremezsininz :)
tembelimdir genelde. özellikle garfieldi örnek almaya bayılırım :D ama eğer çalışmam gerekiyorsa ve bu çalışmanın bir sonucu varsa çalışırım da.
soğuk bir kişiliğim var. hiç arkadaş yanlısı değilimdir. o yüzden birisiyle arkadaş olmam çoook uzun sürer ve eğer arkadaş olmuşsam da bunun uzun sürmesini isterim.
hareketli birisiyimdir. yavaş olmayı sevmem genelde. özellikle şu yolda yavaş yavaş yürüyenlere hayranımdır. benim ancak canım çok sıkkın olacak ki öyle yavaş yürüyeceğim.
hafif bir entel yönümde vardır. ama çok değil.
 pek bir kişikle ilgili olmadı sanırım ama zor bir sorun benim için bu ancak bu kadar yazabiliyorum.
hoşlandıklarım
işte buuu. bir dolu şey yazabilirim. kitapları severim. bir dolu kitabım olsun. okumasam bile varlıkları bile mutlu ediyor beni.
renkleri severim. renkli giyinmeyi severim. renklişeyleri severim.
yemek yemeyi severim (her ne kadar ramazan nedeniyle iştahsızlaşsam da) ama ayıtr etmem yani. mesela en sevdiğim yemekler arasında makarnayı melemeni de sayabilirim karnıyarığı da mantıyı da.
kahve severim hemde çok severim. geçenlerde buzu mocha denemiştim ve yazın favorisi olarak ilan etmiştim mesela.
rahat giyinmeyi severim. hani ortam bunu kaldırsa okula bile eşortman-spor ayakkabı-kot pardesü üçlemesiyle giderim o derece yani. yakıştırıyorum kendime rahatlığı.
çocuklardan hoşlanırım bi de. öğretmenlik ne kadar zor olsa da onların o masumluğunu o güler yüzlerini görünce insan enerji doluyor.
güzel kokulara bayılırım. bu yönde baya iddalıyımdır. kokulara karşı çok hassasım hatta kokular ve müzikler bende özel bir yerdedir.
fotoğraf çekmeyi severim. gezmeyi severim.romantik mekanlara bayılırıma ama öyle ucuz romantik değil sanki bir filmin içindeymiş gibi hissettiren yerlere.
yalnızlığı severim.yalnız müzik dinleyerek etrafta kimsecikler olmadan yürümeyi severim.
hoşlanmadıklarım
yalancı insanlar. yalan söyleyen kişileri sevmiyorum. insanları çıkarları için kullananları sevmiyorum. herşeyi ben bilirim diyenleri sevmiyorum.hep ben iyiyim ben doğruyum diyenleri sevmiyorum.
öyle milletin vıcık vıcık ortalarda sevgi gösterisi yapmalarını sevmiyorum. seviyorsan seviyorsun anladık ne diye bunu millete göstere göstere yapıyorsun.
milletin sevgilisi olmadan önce facede herşeyinin herkese açık olmasını ama bir sevgili yapınca herşeyi gizlemelerini sevmiyorum. yine aynı şekilde sevgilisi yokken hep facede sevgilisi olunca facesini bile kapatanları hiç sevmiyorum ne yani faceyi ne için kullanıyordun da ne oldu.
korku filmlerinden nefret ederim hiç izleyemem. yine lunaparklardaki aşırı aşırı manyakça(bence) şeylerden nefret ederim. bir gondola bile binerken öüp bitiyorum ya. en son mudanyada bindim ve resmen kızların niye çığlık attıklarını anladım o çığlık istemsiz bir şekilde korkuyla birlikte çıkıyormuş. bi ara o gondolu kullanan çocuğa saydırdığımı hatırlıyorum yani. eğer bir daha binersem arkanın iki önüne oturacağım yoksa asla binmem nerdeyse düşecektim son bindiğimde.
en çok sevdiğim makyaj malzemem
hiç makyaj yapmadığım için birşey diyemeyeceğim. ama evde yapmak için alasım var birkaç ürün. 
çantamda olmazsa olmazım
telefon ve kulaklık. cüzdansız bile yola çıktığım olur ama kulaklıksız çıkmam.
en son okuduğum kitap
iskender pala:şah ve sultan. ama pek benim tarzım değildi. yarıda bıraktım ilk iskender pala okuyuşum sanırım yanlış kitaptan başladım. tarihi kitapları sevmiyormuşum bunu bir kez daha anladım.
ohhh sonunda bitti ne kadar uğraştırdı bu mim beni ya.
umarım birşeye benzemiştir :)
isteyen mimi alabilir bu arada :) 

2 yorum:

  1. Fark ettim de insanların çoğu blogunu açmadan önce düzenli takip ettiği bir blog varmış. :D Ben de rahat giyinmeyi seviyorum. Her daim pantolon-gömlek insanıyım. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bi de bloğu açmadan önce en sinir olduğum şey facesi olmayan bloglardı. blogu takip etmek için yer imlerine ekliyordum bende en sonunda :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...